Pappa, kan vi dra til New York på St. Valentins dag?
Baba Sevgililer Günü için New York'a gidebilir miyiz?
Og så kan vi dra hjem.
Sonra da doğrudan evin yolunu tutarsın.
Jeg lager i stand noe nå, men så må vi dra.
Şimdi sana bir şeyler hazırlayacağım. Sonra gitmemiz gerekiyor.
Beklager å måtte kutte av, men nå må vi dra.
Kısa kestiğim için üzgünüm, ama gitmek zorundayız.
Skal vi dra hjem til New York?
Sizce New York'a geri mi dönmeliyiz?
Vi burde bare gi amerikanerne øya, og så kan vi dra hjem.
Adayı Amerikalılara bırakalım. Sonra eve gidebiliriz.
Vel, alt dette er veldig rørende, men om dere fortsatt vil treffe Nuada, må vi dra herfra nå!
Şey, bunların hepsi çok dokunaklı, ama hâlâ Nuada'yı bulmak istiyorsanız, hemen yola çıkmamız gerek.
Skal vi dra hjem til deg?
Senin evine mi gitmek istersin ya da...
Kysset på kinnet nå, så må vi dra!
Şimdi yanağa bir öpücük alıp gidiyoruz.
Først må vi få det vi trenger, så kan vi dra tilbake.
Önce ihtiyacımız olanları alalım. Daha sonra geri döneriz.
Så fortell meg, søte søster, hvordan skal vi dra hjem?
Söyle bana sevgili kardeşim evimize nasıl gideceğiz?
Nå som vi har bensin, kan vi dra tilbake til et kryss som Glenn avmerket på kartet.
Benzin bulduğumuza göre Glenn'in söylediği yoldan gidebiliriz artık.
Skal vi dra, må vi dra nå.
Çıkacaksak hemen çıkmalıyız. - Evet, ben varım.
Kan vi dra til sykehuset nå?
Çıkalım mı? Hastaneye gitmeye hazır mısın?
Skal vi dra hjem til deg og drepe moren din fordi hun fødte en sånn treskalle av en pike?
Şimdi, dikkatini topla. Onları eski hallerine getir! Annenin ölmesini istemezsin, değil mi?
Da kan vi dra tilbake til Louisville til foreldrene hennes.
O zaman Louisville'e, ailesinin evine gidebiliriz.
Bare gi tilbake dragen vår, så skal vi dra vår vei, fremmede, fiendtlige person som vi aldri har møtt før.
Ejderhamızı geri ver, yolumuza gidelim... seni yabancı, saldırgan, tuhaf adam.
Mamma, må vi dra til Ruby's fest?
Ruby'nin partisine gitmek zorunda mıyız anne?
Hør her, hvis vi får serumet tilbake fra Slade, så kan vi dra hjem.
Ne? Serumu Slade'den alabilirsek eve dönebiliriz.
Hun antar det vil ta rundt 20 minutter og så kan vi dra tilbake hit og til Saul.
Gündemden konuşmanın 20 dakika süreceğini varsayıyor buraya Saul konusuyla ilgilenmeye döndükten sonra.
"Hvor kan vi dra... vi som vandrer i denne ødemarken i en søken etter våre bedre jeg?"
Bu çorak toprakları dolaşan bizler, daha iyi olma arayışımızda nereye gitmeliyiz?
Vi trenger en plass å være til dette er over, så skal vi dra.
Tehlike geçene kadar sığınacak bir yere ihtiyacımız var, sonra gideceğiz.
Bare starten, så kan vi dra på sightseeing.
Sadece başı. Sonra tura çıkarız, falan.
Om jeg får ham til å forlate slottet, får vi dra trygt nordover.
Kaleden ayrılmaya ikna edersem, Kuzey'e güvenle geçmelerine izin verecek misin?
Og nå må vi dra til enda en øy med enda en jungel.
Ama hayır, şimdi başka bir ormanı olan, başka bir adaya gitmemiz gerek.
Men Davids menn sa til ham: Vi må jo være redde for livet her i Juda; og så skulde vi dra til Ke'ila mot filistrenes fylkinger?
Ama adamları Davuta, ‹‹Bak, biz burada Yahudadayken korkuyoruz›› dediler, ‹‹Keilaya Filist ordusuna karşı savaşmaya gidersek büsbütün korkarız.››
Da han nu kom til kongen, sa kongen til ham: Mika! Skal vi dra i krig til Ramot i Gilead, eller skal vi la det være? Han svarte: Dra op! Så skal du ha lykke med dig, og Herren skal gi det i kongens hånd.
Mikaya gelince kral, ‹‹Mikaya, Ramot-Gilata karşı savaşa gidelim mi, yoksa vaz mı geçelim?›› diye sordu. Mikaya, ‹‹Saldır, kazanacaksın! Çünkü RAB onları senin eline teslim edecek›› diye yanıtladı.
Da kalte Israels konge profetene sammen; det var fire hundre mann; og han spurte dem: Skal vi dra i strid mot Ramot i Gilead, eller skal jeg la det være? De svarte: Dra op! Gud vil gi det i kongens hånd.
İsrail Kralı Ahav dört yüz peygamber toplayıp, ‹‹Ramot-Gilata karşı savaşalım mı, yoksa vaz mı geçeyim?›› diye sordu. Peygamberler, ‹‹Savaş, çünkü Tanrı kenti senin eline teslim edecek›› diye yanıtladılar.
Da han nu kom til kongen, sa kongen til ham: Mika! Skal vi dra i krig til Ramot i Gilead, eller skal jeg la det være? Han svarte: Dra op! Så skal I ha lykke med eder, og de skal gis i eders hånd.
Mikaya gelince kral, ‹‹Mikaya, Ramot-Gilata karşı savaşa gidelim mi, yoksa vaz mı geçeyim?›› diye sordu. Mikaya, ‹‹Saldırın, kazanacaksınız! Çünkü onlar sizin elinize teslim edilecek›› diye yanıtladı.
2.1899099349976s
Last ned vår ordspillapp gratis!
Koble bokstaver, oppdag ord og utfordre hjernen din på hvert nye nivå. Klar for eventyret?